17 Ekim 2019 Perşembe

Ford Otosan İş Görüşmesi ve Mülakatı


Bu yazımda, sizlere Ford Otosan'daki mülakat deneyimim ve şirketin işe alım süreçleri hakkında bilgi vermek istedim. Mülakata gidecek arkadaşlarımın yoğun ve yorucu bir süreçten geçeceğinin sinyallerini önden vermeliyim, hazırsanız başlıyoruz :)

                    

İş/staj başvuruları Ford Otosan'ın kendi kariyer sitesinden yapılıyor ve mezuniyeti yaklaşan arkadaşlara mutlaka Ford Otosan “Genel Başvuru” ilanı yayınlandığı zaman tıklayıp şirketin kendi kariyer sitesinde bir profil oluşturmalarını öneririm. Benim Ford Otosan mülakat maceram bir nevi bu yolla başlamıştı. 3İK Kariyer ve Mühendislik Kampı’na katılmamdan yaklaşık birkaç gün sonra Ford Otosan'dan bir mail aldım. Mailde, kariyer sitelerinde bir profil oluşturduktan sonra Satınalma, Malzeme Planlama Lojistik, Tedarik Zinciri ve Toplam Kalite gibi departmanlarından hangileriyle ilgilendiğimi de belirterek CV'mi İnsan Kaynakları ile paylaşabileceğim yazıyordu. Sanırım bu süreci tamamlayıp CV'mi mail attıktan sonraki yarım saat içerisinde arandım. Bu benim için inanılmaz bir fırsattı, çok mutlu oldum, bildiğiniz gibi mühendislik öğrencileri arasında mezun olunca çalışmak istenilen yerler arasında başlardadır Ford. Özellikle benim gibi üretim stajını Ford'da yapanlar için de Ford'un ayrı bir yeri vardır. İş başvurularına çağrılmak, mülakatlara girmek istiyorsanız mutlaka kariyer etkinliklerine gidin, dersler, notlar inanın bu kadar önemli değil, kariyer sitelerinden bir tıkla davet almak daha zor, dinleyin beni. Bu başka bir yazımın konusu olabilir ancak söylemeden geçmek istemedim. :)

Nerede kalmıştık, telefonum çaldı evet. Sanırım sorulan ilk soru, mülakatların olumlu sonuçlanması halinde Kocaeli'de yaşamayı düşünüp düşünmediğimdi. Mülakatın üzerinden yaklaşık iki sene geçti, bazı konuları tam hatırlayamıyorum, mazur görün :) Elbette bu konuya iki saniye içerisinde yanıt vermem beklendiği için kendime düşünme fırsatı tanımadan güvenilir bir ses tonuyla evet dedim. Bu konu mülakata çağrılmanız için önem taşıyor, siz de benim gibi mülakat deneyimi kazanmanın önemli olduğunun farkındaysanız bu tarz sorulara düşünmeden evet demelisiniz. Sonrasında ise İngilizce seviyemin ne olduğunu soruldu. Heyecan yapılacak bir durum yoktu, İngilizce konuşmadık :) Sadece önden beni kısaca tanımaya yönelik sorulan birkaç soruyu cevapladıktan sonra ilk mülakat davetimi (Değerlendirme Merkezi uygulaması) aldım :) Davetimi alır almaz da online kişilik envanteri göndermişlerdi.

Saat 08:30'da Kocaeli'de başlayan Değerlendirme Merkezi uygulamasının yaklaşık 4-5 saat sürebileceğini tahmin etmemiştim. Bu ilk katıldığım Değerlendirme Merkezi değildi ancak burada biraz daha detaylı aşamalardan geçtik. Yanlış hatırlamıyorsam sayısal sorulardan oluşan bir test çözdük başlangıçta, zaten gireceğiniz bütün mülakatlarda sayısal + sözel sorulardan oluşan bir test ve kişilik envanteri ile karşılaşacaksınız. Bu aşamalar genellikte sayısal öğrencileri zorlamayacak şekilde geçiyor. İkinci aşama yine bireysel olarak yapıldı, yaklaşık 20-30 dakika 3-4 sayfadan oluşan bir vakayı inceledik ve  İK'dan oluşan 3 kişilik bir juriye 5-10 dakikalık bireysel bir sunum gerçekleştirdik. Sonrasında ise juri tarafından yöneltilen soruları cevapladık. Sunumları ayaklı bir yazı tahtasında yapmanız bekleniyor, vakayı incelediğiniz süre içerisinde sunumu da hazırlıyorsunuz. Vakanın belirli bir çözümü olmadığı için sizden doğru yanıt vermeniz de beklenemiyor. Önemli olanlar: okuduğunuzu anlayıp mantıklı çıkarımlar yapabiliyor musunuz, problemi çözerken belli başlı dayanaklarınız var mı, karşınızdaki insanlara çözümünüzü nasıl anlatıyorsunuz, onları ikna edebiliyor musunuz, süreyi etkili kullanıp göze hitap eden bir sunum hazırlayabildiniz mi gibi gibi.. birçok çıkarımda bulunabiliriz. Bu kısmı da atlattıktan sonra gelelim en zevkli aşamaya, grup mülakatı :) İlk grup mülakatım hariç katıldığım diğer grup mülakatlarını (4-5) başarıyla atlatmış bir arkadaşınız olarak söylüyorum, sakın korkmayın :) Yine bir önceki aşamadaki gibi bu sefer sayfa sayısı biraz daha uzun olmak üzere yine bir vakayı okumaya başlıyorsunuz, vakalar konusunda önceden bir bilgi birikimine sahip olmanıza gerek yok, her şey gözünüzün önünde. Bu sefer yaklaşık 20 dakika bireysel inceleme süreniz, 45 dk civarında da diğer arkadaşlarınızla (biz 6-7 kişiydik) birlikte vakayı yorumlama süreniz oluyor. Genellikle vaka metninde süre bitmeden karar alınması gereken birkaç soru bulunuyor, grubunuz ile birlikte bu sorulara yanıt arıyorsunuz ve süre bitmeden ortak kararınızı masada açıklıyorsunuz. Her gruptan 1 kişi ya da 2 kişi bu aşamayı atlıyor diye düşünmeyin, daha bir gruptan 1 kişi diğer gruptan 3 kişinin geçtiğini duymuştum, tamamen bireysel değerlendiriyorsunuz. Vaka analizinde benim nelere dikkat ettiğimle ilgili genel bir yazı yazmayı planlıyorum, siz de faydalı olacağını düşünüyorsanız lütfen yorumlara yazın :) Arkadaşlarım hangi aşamaya gideceksin dediklerinde ben bu kısım için "horoz dövüşü" diyordum, lütfen bana kızmayın, inanın andırıyor. 

(Edit: Grup mülakatlarında nelere dikkat ettiğime dair yazdığım yazıyı aşağıya ekledim. 
 
Bu aşamayı da geçtikten sonra İngilizce sınavı davetim geldi. Benim İngilizce sınavım Beşiktaş British Side'da yapılmıştı, hala advanced çıktığıma inanamıyorum sanırım dil okulları seviyeyi biraz yüksek belirliyor, Toefl puanım advanced değil çünkü :) Yazılı sınav kolaydan zora doğru gidiyordu ve gramer ağırlıktaydı, uzun paragraflar pek yer almıyordu, kısa sorulardan oluşuyordu. Sonrasında terasta yabancı bir İngilizce öğretmenle speaking sınavım yapıldı. Açık hava, manzara, ortam ve öğretmen beni çok rahatlattı sanıyorum ki sınavı geçebildim. Kendisi de çok zor sorular sormadı aslında. Öğrenci olup olmadığım, ne okuduğum, nerede okuduğum, evden okula nasıl, kaç saatte gittiğim, Türkiye'de nereleri gezdiğim, nereleri en çok sevdiğim gibi günlük hayattan sorular bana yöneltti. Duraklamadan birkaç basit cümle kurduktan sonra yeni sorulara geçiyordu ve kendisi de nerede oturduğundan, neler yaptığından bahsetti, daha çok sohbet havasındaydı. İngilizce sınavını geçtiğimi düşünüyordum ama C1 seviyesinde olduğumu sanmıyordum. Ford'dan biraz daha zorlu bir İngilizce mülakat süreci beklediğimi itiraf etmeliyim. 

Ve geldik sondan bir önceki ya da son aşamaya, anlat anlat bitmiyor öyle değil mi? Başta ekip lideri ile olumlu olursa da direktör ile görüşüyorsunuz son olarak ancak bazen ikisi benzer zamanlarda müsait olamadıklarında direktör ile görüşmeye yeniden çağrılıyorsunuz. Tabi ki bölüm görüşmeleri işe başlayacağınız Gölcük lokasyonunda gerçekleştiriyor, Kocaeli'de oturmayanlar için oldukça yorucu bir süreç. İstanbul'da oturmamdan dolayı beni görüşmeye davet ettiklerinde 3 departmanla birden art arda görüştürdüler. İnanın kafam karıştı, az önce Planlamacı olarak doğmuşum derken iki dakika sonra Satınalma için yaratıldığımdan bahsediyordum. Neden bu departmanda çalışmak istediğimiz her görüşmenin değişmez sorusudur, aslında ben bir departmana yöneldim ama gelmişken sizinle de görüşmemi tavsiye ettiler diyemezdim :) Zaten bir departmanın size uygun olup olmadığını ekiple görüşmeden salt kendi araştırmalarınızla anlayamıyorsunuz. Bütün departmanlarda benzer sorularla karşılaştım, gerçekten klasik sorular. Sanırım yeni mezun alımı olduğu için ve uzun bir mülakat sürecine tabi tuttuklarından dolayı bu aşamada fazla zorlamıyorlar, bilgi gerektiren bir soru gelmedi bana mesela. Daha çok ekiplerini tanıttılar ve tutkuyla orada çalışıp çalışmayacağımızı anlamaya çalıştıklarını düşünüyorum. Bana yöneltilen sorulardan hatırladıklarımı ekliyorum:


  • Kendini tanıtır mısın?
  • Neden Ford Otosan'da çalışmak istiyorsun?
  • Neden bu departmanda çalışmak istiyorsun?
  • Stajlarını anlatır mısın?
  • Hangi bilgisayar programlarını kullanabiliyorsun? 
  • Staj sırasında Ford'u nasıl gözlemledin? (Evet, üretim stajımı Ford'da yapmıştım ancak görüşmeye çağrılmamda bir etkisi olduğunu sanmıyorum, önemli olan etkinliğe katılan tüm adaylara bir bilgilendirme maili göndermeleriydi bence.)
  • Kocaeli'de yaşamayı düşünüyor musun? (Bu konuda çok net bir tavır sergilediler, kesinlikle evet diyip geçiştirmeyi düşünmeyin, İstanbul'dan gelip gitmenizi kesinlikle istemediklerini belirtiyorlar, servis var ve bazı mühendisler gidip geliyor ancak Ford biraz da basamak olarak kullanılıyor, birkaç sene Ford'da deneyim kazananlar İstanbul'a geri dönüyor, sanırım bu yüzden Kocaeli'de yeni bir yaşam kurmanızı bekliyorlar, bu soruya hayır denildiğinde Kocaeli'de yaşayacak bir adayın sürecini olumlu sonuçlandıracaklarını hissettim.)

Benim sürecim istediğim departmanla olumlu sonuçlanmadı, diğer departman için direktörle görüşme daveti aldığımda ise iş arama sürecine ara verdiğimi kendilerine belirttim. Ne kadar Ford'da çalışmayı istediysem de Kocaeli'de yaşama fikrine bir türlü kendimi alıştıramadığım için sürece devam edemedim.

Ford Otosan'da biraz yorucu ama çok keyifli bir mülakat süreci geçirdim, belki yollarımız ileride tekrar kesişir :)  

12 Mayıs 2019 Pazar

Herkese Merhaba :)

Öncelikle herkese merhaba, henüz hangi konular hakkında içerik oluşturacağıma bile karar vermeden bloğumu açtım, bu nedenle ilk yazımın konusu biraz tanışmak, kendimden bahsetmek olsun. Aslında amacım hangi konuda olursa olsun yazmak yani düşüncelerimi yazılı olarak ifade edebilmek ve kendimi bu konuda geliştirmek. Başka bir açıdan bakacak olursak, sadece bir kişinin hayatına bile olsa (kendim dahil) katkıda bulunabilmek de diyebiliriz.



Peki bu noktaya nereden geldim, 23 yıl durdum da bir blog açmak için neden bugünü bekledim? Bu sorunun cevabı çok basit. Hayatta sürekli bir koşuşturmaca içerisindeyiz, bir yandan kendimizi yarına hazırlayabilmek için uğraşıyor bir yandan da bugünü kaçırmamak için çabalıyoruz. (Belirtmeden geçmek istemiyorum, blog ismimin çıkış noktası da buradan geliyor :) ) Bu zamana kadar çoğunlukla yarın için çalıştım, yani ne mi yaptım? Bitmek bilmeyen sınavlara, ödevlere, derslere hazırlanmak, iyi bir lise ve üniversite kazanmak, yüksek ortalamalarla mezun olabilmek, yabancı dil öğrenmek, iyi bir iş bulmak, para kazanmak, istediğim araba için para biriktirmek. Bu saydığım amaçların hepsini az çok tamamladım diyebilirim. Şimdi ise bugünüm için çaba harcamak istiyorum.

Bugünümün amacı ne diye soracak olursanız, henüz bu sorunun cevabını tam bilmemekle birlikte içinde bulunduğum durumu en iyi anlatabilecek olan Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki en üst basamağı söyleyebilirim yani "kendini gerçekleştirmek" diyebilirim. Bu süreç öncelikle insanın kendini tanımaya çalışmasıyla başlar, ideallerini ve yeteneklerini gerçekleştirmesiyle son bulur. Bu sona ulaşabilir miyiz, evet artık tüm ideallerimizi gerçekleştirdik, son adımı da tamamladık diyebilir miyiz bilmiyorum. Ancak hayatta ilerleme kaydedebilmek için disiplinli ve yoğun bir çalışma gerektirdiğini ve hayatın buna değeceğini biliyorum.

İşte bu blog, bir başlangıç. Duygularımı içimden geldiği gibi aktarabileceğim, düşüncelerimi daha iyi ifade edebilmemi sağlayabilecek, yazı dilimi geliştirebilecek, yazacağım konular hakkında beni daha fazla araştırmaya zorlayacak, bunları yaparken bir yandan bilgi paylaşım ortamı oluşturabileceğim bir yandan da kişisel gelişimime katkı sağlayabileceğim mükemmel bir araç.

Grup Mülakatı ve Vaka Analizi

Grup mülakatında veya bir diğer adıyla vaka analizi çalışmalarında nasıl diğer adaylardan daha öne çıkabiliriz? Bu yazımda, grup mülakatı de...